9 Haziran 2010

III. Fulya

Bu koridor da amma kalabalıkmış bu saatte. İpek'i kaybedeceğim nerdeyse. Nerdeydi şu Ekonomi sınıfı?

“İpekk!”

“Efendim?”

“Sevgi'yi Erhan'ın yanında bırakmakla doğru mu yaptık sence?”

“Boşver Fulya ya. Oğuz yarın dönüyor zaten. Allah bilir Erhan'a Oğuz'u anlatmaya başlamıştır bile.”

“Yok canım daha neler! Tanıştırmadık bile.”

“Sevgi için tanışmaya ne gerek var? Aklı fikri Oğuz zaten.”

II. Sevgi

Bugün son gün. Yarın geliyor. İnanamıyorum, yarın geliyor sevgilim. Koskoca dört ay, dile kolay. İyi dayandık. Hava da bir güzel. Şu çayım bitse de Antropoloji'ye girsem. Sonra hemen yarın olsa. Havalimanına gitsem. Oğuz'a bir sarılsam, öpsem, koklasam... Çok az kaldı.

Hadi bakalım yine başlıyoruz. Karşımdaki çocuk sigara paketini çıkarıyor. İçmem ki ben. Sevmem.

“İçer misin?” diye soruyor.

“Hayır içmiyorum. Teşekkür ederim.” diyorum kibarca.

Sigarasını yaktıktan sonra, “Rahatsız etmiyorum ya?” diye soruyor bu sefer. “Ediyorsun.” diyemiyorum.

Yok canım önemli değil. Pasif içiciyim zaten.”

“Anladım.” Benimle iletişime geçmeye çalışan bir erkek daha. Doluyum kardeşim. Hepiniz de ben bir ilişki içindeyken mi beni çekici bulursunuz?

“Birazdan kalkacağım.” diyorum umutlarını kırmak için.

“Bir çay daha içseydik?” Oğuz burda olsaydı ne yapardı acaba?

“Dersim var, gitmem lazım.” diyorum çayımdan son yudumumu alırken.

“Peki. Şimdi gidiyor musun?” Amma uzatsın yahu.

“Evet, görüşürüz.”

“Bir saniye. İsmin neydi?”

“Gizem,” diye sallıyorum. Beni bulamasın. “Seninki?” Gölge olmuş oturduğum yer.

“E-Erhan.” diye kekeliyor çocukcağız. Keşke gerçek ismimi söyleseydim diye geçiriyorum içimden. Arkadaşlığa ihtiyacı var.

“Memnun oldum, Erhan. Hoşça kal.” Tokalaşıyorum.

“Ben de. Hoşça kal.” diyor parlayan gözlerle.

Kafeteryadan uzaklaşıyorum. Fulyalara söyleyeyim de Erhan Gizem diye birini sorarsa benden bahsettiğini anlasınlar, ona göre cevap versinler. Bir de adım yalancıya çıkmasın. Aslında kaybedecek bir şeyim yok, biliyorum da... gönlüm razı olmadı işte. Acıdım çocuğa.

I. Erhan

Ulaşamıyorum. Ona ulaşamıyorum. Hayatında boş yer yok, biliyorum. Bana yer yok. Bilmiyorum. Bilmek istiyorum. Onun için ne değerli, kim önemli? Şimdi nerede aklı? Oturmuş çayını içiyor, bana bakmıyor. Aynı masadayız, bana bakmıyor. Neden? Geldi kendi oturdu karşıma. Konuşsana! Ben olsam oturmazdım, otursam konuşurdum. Çayının da yarısına geldi. Çok az vaktim var. Sadece ortak arkadaşlarımız var diye benimle konuşmak zorunda mı? Ben istiyorum. Onu tanımak istiyorum. Bana baksın! Bak, bak bana! Bir şey söyle! Lütfen... Ben söylesem? Ne söylesem? Merhaba desem ama zaten dememiş miydik? Hayır bana dememişti. Masadan demin kalkan arkadaşlarına demişti. Şu güneş gözlüğünü bir çıkarsa da göz göze gelsek. Çayı azalıyor. Belki bir sigara yakar? Biraz daha oturur karşımda. İkram etsem içer mi? Şimdi etmeli, bir daha şansım olmayabilir. Hadi hareket et, hareket et! Elimi arka cebime atıyorum. Beni hala fark etmiyor. Paketi ve çakmağı çıkarıyorum. Başını eğdi, elime bakıyor! Gözlerini görmüyorum ama eminim pakete bakıyor. İsteyecek! Soruyorum:

“İçer misin?” Neden ikinci tekil şahıs? Ne bu samimiyet?

“Hayır içmiyorum. Teşekkür ederim.”

Teşekkür etti! Ben yine de bir dal alıp yakıyorum. Rahatsız olur mu? Sorsam mı? Yakmadan önce sormalıydım. Yine de,

“Rahatsız etmiyorum ya?”

“Yok canım önemli değil. Pasif içiciyim zaten.”

“Anladım.” Bana “canım” dedi!

“Birazdan kalkacağım.”

“Bir çay daha içseydik?” Biz olduk şimdi. Acaba biz olur mu gelecekte hiç?

“Dersim var, gitmem lazım.”

“Peki. Şimdi gidiyor musun?”

“Evet, görüşürüz.”

“Bir saniye. İsmin neydi?”

“Gizem, seninki?” Güneş gözlüğünü çıkardı, kestane gözleri var.

“E-Erhan.” Kekeledim. Bana elini uzattı ve,

“Memnun oldum, Erhan. Hoşça kal.” Tokalaştık. Eli ılıktı.

“Ben de. Hoşça kal.” Gitti.

Kendime inanamıyorum. Adı Gizem'miş. Kendi gibi. Gözlerime baktı, elimi tuttu, ismimi söyledi. Daha ne isterim?! Hayatında bana yer var demek ki. Bu kadar kolay mıymış? Tekrar karşılaşsak beni tanıyacak mı? Yarılanmış sigaramdan ilk nefesi çekiyorum içime. Zaman ilerlemş. Kimin umrunda? Gizem ne okuyor acaba?