14 Kasım 2009

Karakterlerden kaçan Yazar

Aklımda bir hikaye vardı. Yazarsam inanacaktım. İçinde kurduğum tüm karakterlere, birbirleriyle olan ilişkilerine, yaptıklarına yapacaklarına, benim elimde şekilleneceklerine can-ı gönülden inanacaktım. Olmadı. Yapamadım. O hikayeye başlayamadım. İçimde kaldı. Kendi kendimi engelledim. Diyorum ya, yazarsam inanacaktım. Kimse duymamalı, bilmemeliydi çünkü. Sadece bana ait kalmalıydı. Onu da yapamadım. Unuttum hikayeyi! Uçtu gitti elimden. Kendimi artık nasıl ikna etmişsem, unutmaya karar verdim. Onu da yapamadım. O günden sonra yazdığım her hikayenin içinde kendilerini buluyordu o karakterler. Onlardan kurtulamıyordum. Üstüme üstüme geliyorlardı. Ben onları yazmak istemiyordum. Neredeyse konuşacaklardı birbirleriyle. Son anda engelledim. Onları neden ayırmaya çalıştığımı da anlayamadım. Gerçek değillerdi. Belki de gerçek olmalarını istediğim, arkadaşım olsun istediğim kişilerdi. Asla öyle olmadılar. Belki de bu yüzden, onlar bana yüz vermedikleri için, onları yazmaktan kaçıyorum. Bana yüz vermiyorlar ama bıraksam her an birbirlerine koşacaklar. Bu nasıl iştir çözemedim. Hala yazmamakta direniyorum. Yazmayacağım.

3 yorum:

  1. Bunu yazarak, aslında "onları" yazmış olduğunu, hatta bi bakıma bu yazıyla da onları "yazmış" olduğunu biliyorsun dimi? Gayet iyi biliyorsun bence. İronik. Gerçi ne değil ki?...

    YanıtlaSil
  2. Biliyorum, biliyorum... Sanırım yazdım? Ne dersin?

    YanıtlaSil
  3. İyi ettin derim. İçinde kalmasından iyidir.

    YanıtlaSil